22 Kasım 2010 Pazartesi

Yollar , Bayram ve Nostalji

Tatil 9 gün olunca insanlarda bir gezme,dinlenme duygusu gelişti.Bende de tam tersi oldu.Herkes bir yere giderken bende evimde kitabımı okuyayım,dvd'mi izleyeyim istedim.Buna pazar gününe kadar dayanabildim.Evden artan baskılar sonucu Mersin'e gitmeye karar verdim.Bilet bulmalıydım.Herkes bulamayacağımı,bilet olmadığından falan bahsetti!
Bende tarifsiz bir rahatlık vardı.Bu rahatlık Bornova stadyumun ordaki otobüs yazahanelerinden gelen olumsuz cevaplar bile bozamadı.
Çünkü aklımda hep 2 yıl önce yaptığım Adana yolculuğu vardı.Yine bir bayramdı ve biletleri ev arkadaşım alacaktı.
- Aldın mı biletleri?
-Alacam yarın

bir hafta sonra  -Al artık biletleri
                        -Bugün alırım
                        -Kaldıysa alırsın! (sinirleniyorum)

iki hafta sonra   -Bilete baktın mı?
                        -Bilet kalmamış
                        -*!!%&^!**!! (çizgi roman okurları bunun anlamını bilir)
neyse efenim o bayram öncesi arafe günü eve gittim,baktım bizimki bavulunu topluyor.Bana da toplamamı ve Adanaya gitceğimizi söyler.
                         -Biletmi buldun?
                         -Bulmadım ama otagarda buluruz
                         -*!*!^+%&+!!!^**
Canım burnumda eşyalarımı topladım,Tam valizi kapatıyodum ki bizimki seslendi...
                         -Battaniyeyi de koy valize
                         -Ne yapcan battaniyeyi
                         -Sen koy!
                         -*!*!^+%&+!!!^**
gittik otagara,birileriyle konuştu ve 1 saat sonra arabanın kalkcağını söyledi.

                       
                         -Firma?Peron no ne?
                         -Firma adı yok,peronda yok 15 dakika önce bizi alcaklar ve  götürcekler
                         -Parayı verdin mi?
                         -*!*!^+%&+!!!^**

15 dakika sonra gençten bir çocuk geldi,bizi ve diğerlerini otogarın dışına götürdü.Belediye otobüs durağına eski model bir otobüs(Prenses) yanaştı.Ve bindik.Bir servis arabasıyla kış günü Adana'ya gidiyorduk.Ama gidiyorduk.


Otobüs Uşak civarında çok büyük bir gürültüyle patladı.Şöförün dediğine göre motoru yanmış ve 20 bin tl lik masraf varmış.Yol kenarında kaldıydık.Bizimki yine rahat.Tam boğacam.Yüzünde müzipçe bir gülümsemeyle battaniyeyi çıkar dedi!

Biz donmadık,ama saatlerce Uşak'tan gelecek otobüsü bekledik.Uşak'tan yine bir eski otobüs geldi.Otobüsün şöförü ısrarla otogara gideceğimizi sabaha kadar bekleyeceğimizi,kendisine böyle söylendiğini söylüyordu.Otobüsteki gençler böyle birşey olamayacağını otogara girmemesini ve direk Adana'ya yönelmesi için baskı yapmaya başladı.Şöför yarın bu arabanın Kapadokya'ya turist götüreceğini yeminlerle anlatsada 4-5 kişilik Adana'lı gençler dinlemedi.Ve o araba direk Adanaya dört saat gecikmeyle ve eğlenceyle vardı.

İşte benim aklımda o hikaye ben yine otogara gittim,otogor dışında belediye otobüs durağında yine eski bir otobüse bindim ve Mersin'e vardım tam zamanında.Çok sıkıcıydı.

Dönüş yolculuğu daha  sıkıcıydı.Son model araba,koltuklarda televizyon falan!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder